DİDEM ÜRER: Ruhuna, aklına, derinliÄŸine hayran olduÄŸum canımdan çok sevdiÄŸim aÅŸkımın sohbetine baÅŸlıyoruz, inÅŸaAllah.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.<br /><br /> DİDEM ÜRER: Sayın Mehmet Ali Åžahin; “andımız uygulamasının baskıcı rejimlerin tek tip insan meydana getirme projelerinin bir parçası olduÄŸunu” söyledi. Åžu ÅŸekilde olabileceÄŸini belirtti andımızın: “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, doÄŸru olmaya çalışacağım, çalışkan olmaya gayret edeceÄŸim, varlığım Türkiye’ye armaÄŸan olsun.”<br /><br /> ADNAN OKTAR: Öbür and da aynı anlamda aslında da biraz açıklanması gerekiyor. Yoksa “Türk’üm” deyince zaten genetik anlamda Türk diye söylenmiyor. Yani “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, Türkiyeliyim, Türkiye’nin bir ferdiyim.” Bu Türkiye’deki insanların hepsine Türk denir, o anlamda. Arada fark yok. Ama belki hakikaten ırkçı kafada olanlar öyle yıldırdıysa bazı kardeÅŸlerimizi, adam çünkü hakikaten genetik anlamda ırkçı. Onlarda tedirgin oluyorlarsa öyle düÅŸünüyor olabilirler ama asıl anlamı açık. Zaten inandırıcı da olmaz. Adam Çerkez, Türk deÄŸil yahut Abhaza, BoÅŸnak. Ne anlamda söylendiÄŸi bilindiÄŸine göre o kadar kafa takacak bir ÅŸey yok.<br /><br /> Evet, dinliyorum.<br /><br /> DİDEM ÜRER: “Mecliste baÅŸörtülü milletvekili olabilir mi?” sorusuna istinaden Sayın Åžahin: “Meclis içtüzüÄŸünde ilgili madde okunduÄŸunda ‘bayanlar tayyör giyer’ diyor. BaÅŸörtüsü giyilemeyeceÄŸine dair bir açıklama yok. Bayramdan sonra içtüzükte deÄŸiÅŸiklik gündeme gelebilir” dedi.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Kenan PaÅŸa zamanında, belki karmaÅŸa olmasın diye mi yaptılar, niye yaptılar tam da belli deÄŸil. Öyle kanun vardı hakikaten. Hanımlar baÅŸörtülü de, dekolte de, her yere girip-çıkmaları lazım. Yani hanımların üzerinde bu kadar çok erkek egemenliÄŸi çok çok anormal bir ÅŸey. Sürekli yol gösteriyorlar “ÅŸunu yapacak bunu yapacak.” Kadınlar diyor mu onlara “ÅŸöyle giyeceksiniz, böyle giyeceksiniz” diyorlar mı, deÄŸil mi? Hanımları kendi haline bırakmaları lazım. Onlar nasıl giyineceÄŸini çok iyi bilirler.<br /><br /> DİDEM ÜRER: Hocam, BaÅŸbakan ErdoÄŸan İETT otobüslerinin hizmete alım töreninde yaptığı konuÅŸmada: “Biz millete efendi olmaya gelmedik” dedi. Modern bir ÅŸehirde toplu taşımanın önemine dikkat çekti. Ve yapılmış olan yine yenilikleri anlattı, inÅŸaAllah. “Yassıada’yı demokrasi ve özgürlük adsı yapacağız” dedi. 2023 yılını örnek bir Türkiye olarak gireceÄŸimizi belirtti.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Mesela bak, bu güzel bir ifade. Ne diyor “biz millete efendi olmaya gelmedik” diyor. Çok güzel. Ne demek? Yani ,”bizim bir faÅŸizan bir niyetimiz yok, milleti hizaya getirmek durumunda deÄŸiliz. Biz milleti adam etmek, hizaya getirmek, onları fıkıhla yönlendirmek, onların dini inançlarını biçimlendirme gibi bir iddiamız yok” diyor. Ben öyle anlıyorum.<br /><br /> Evet, Didem Hocam.<br /><br /> DİDEM ÜRER: Hocam, kardeÅŸlerimiz Mersin’den ÅŸöyle yazmışlar: “Bugün canımın içi nur yüzlü Hocamın 100eserini Mersin’de çeÅŸitli otel ve lokantalarda dağıttık. Nur ala nur bir tanecik Hocamızın ellerinden öpüyoruz. Hocamızın affına sığınıyoruz kedi bulamadık, kaz resimleri gönderebiliyoruz” demiÅŸler.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Nur ala nur, ÅŸahaneler. Acayip ÅŸekerler onlar, onlar benim bir tanem onlar, maÅŸaAllah. KardeÅŸlerimizi tebrik ediyorum, çünkü oteller çok hayati noktalar. Oraya yabancı insanlar geliyor. Geldiklerinde de sıkılır otelde. Çünkü oturuyor gazete falan okuyor, o kadar okuyamaz, en iyisi kitap. Bir de kendi dilinde bir de ilginç bir konu, bir de güzel anlatılmış baÄŸnazca deÄŸil, inandırıcı, doyurucu, makul delillere dayalı, mest olur, acayip hoÅŸuna gider. Bir anda dünya görüÅŸü deÄŸiÅŸir. O yüzden kitap hediyesi, en hayati tebliÄŸ metodudur. Yani kitap hediye etmek üzerine tebliÄŸ metodu yoktur. En mükemmel yöntemdir. Adam yorulur dinlenir bir daha okur, ÅŸöyle gezinir bir ÅŸeyler yapar, yemek yer, yine okur. İki sayfa okur, iki sene etkisinde kalır, iki sene gider tebliÄŸini yapar. Çok etkili olur, inÅŸaAllah.<br /><br /> DİDEM ÜRER: Hocam, bu konuda bir yerel gazetede haber çıkmış. KardeÅŸlerimizin dağıttığı Yaratılış Atlası’yla ilgili Manavgat’ta.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Manavgat’ta, gördüm güzel. “Manavgat’ta Yaratılış Atlası.” İşte bakın, etkini güzelliÄŸi, maÅŸaAllah.<br /> Dinliyorum.<br /><br /> DİDEM ÜRER: Serdar ve İlhan kardeÅŸlerimiz Karadeniz EreÄŸli’sinde 86 renkli kitap, 46 dergi ve 46 CD dağıtmışlar. Ayrıca İmam Hatip Lisesine de Yaratılış Atlası hediye etmiÅŸler. “Canımız zümrüt gözlü ilim öÄŸretmenimizden dualarını istiyoruz” diyorlar.<br /><br /> ADNAN OKTAR: Ne güzel bu çocukların bu ÅŸevki, bu aÅŸkı, maÅŸaAllah. Kedinin ÅŸekerliÄŸi de güzel, maÅŸaAllah. Ne kolay metot, ne kolay tebliÄŸ metodu ve ne kalıcı metot. Åžimdi adam gidip anlatsan, unutabilir ama yazı unutulmaz. “Söz uçar yazı kalır” atasözüdür. Evine gider bir daha bakar, sokaÄŸa çıkar bir daha bakar, bir hafta sonra yine bakar, iki sene sonra yine bakar, beÅŸ se
