Yürüyor bir delikanlı <br /> <br />Yürüyor yoksul bir mahallede <br /> <br />Çalıyor konduların kapılarını <br /> <br />Elinde bir dergi <br /> <br />Dergi gerçeğin sesi <br /> <br />Gerçek, genç bir çocuk <br /> <br />Tutmaz bacakları, <br /> <br />sırtında bir kahpe kurşun izi <br /> <br />Yürüyor Engin, <br /> <br />elinde gerçeğin sesi… <br /> <br />O bir halk çocuğuydu <br /> <br />Yoksuldu <br /> <br />Emeğinden gayrı bir şeyi yoktu <br /> <br />Engin… Engin… <br /> <br />Her mesleği denedi <br /> <br />Umutsuzdu, akranları gibi… <br /> <br />Yozluğun batağında kirlenmişti <br /> <br />“Esrar”lı hülyalarla kirletilmişti <br /> <br />… <br /> <br />Büyütüyordu direniş, <br /> <br />yeni oğullarını <br /> <br />Ve yeniden doğdu Engin <br /> <br />Bir yıldız kayarken ötelerden <br /> <br />Sapsarı bir güneş, <br /> <br />damla damla birikti avuçlarına <br /> <br />Coşkun bir direniş ırmağında yıkanıyordu <br /> <br />Armutlu barikatlarında… <br /> <br />Düzen kirletir <br /> <br />Devrim temizler <br /> <br />Düzen çürütür <br /> <br />Devrim yaşatır <br /> <br />Yaşıyordu Engin <br /> <br />Yeni hayatında <br /> <br />Kavganın tam ortasında <br /> <br />Bu düzen zalim, hırsız, katil <br /> <br />Karardıkça gökyüzü <br /> <br />Büyüdükçe gece <br /> <br />Engin avucundaki güneşi savuruyordu, <br /> <br />Yoksul konduların damlarına. <br /> <br />Ve kavgaya bedel gerek… <br /> <br />Hücreler giymiş gölgesini <br /> <br />Engin’i bekliyordu. <br /> <br />Yanar al karanfiller <br /> <br />Ele avuca sığmaz <br /> <br />Dar gelir şu zindana <br /> <br />Zincir vursan eylemez <br /> <br />Yanar al karanfiller <br /> <br />Enginlere sığamaz <br /> <br />Öfkesi bir dağ olur <br /> <br />Zincir vursan eylemez <br /> <br />Direndi <br /> <br />Yürüdü <br /> <br />Büyüdü <br /> <br />Engin bu düzeni yıkacaktı <br /> <br />Ekmek <br /> <br />Adalet <br /> <br />ve Özgürlük için <br /> <br />Düşman kahpe düşman hain <br /> <br />Pusuya yatmış orda <br /> <br />Çemberin ortasında <br /> <br />Engin yoldaşlarıyla <br /> <br />İstinye karakolundaydı <br /> <br />Kelepçeliydi arkadan kolları <br /> <br />Alıcılar dört dönüyordu gecede. <br /> <br />Alıcılar çığlık çığlığa, zehir pençe… <br /> <br />Ve korku! <br /> <br />Saplanıyordu zalimin yüreğine <br /> <br />“İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” <br /> <br />Sus diyorlar susmuyor <br /> <br />Yoldaşlarıyla beraber <br /> <br />Umudu haykırıyor <br /> <br />Bir direniş odağındaydı Engin <br /> <br />Metris'teydi. <br /> <br />Takip etti karanfilden yolu <br /> <br />Vardı Apo’nun Fatih’in <br /> <br />Hasan’ın Haydar’ın yanına. <br /> <br />“Nasılsın Apo” dedi Engin <br /> <br />Apo cevapladı <br /> <br />“İyidir iyi” … <br /> <br />Metris’te bir sabah vakti <br /> <br />Say diyorlar, saymıyor <br /> <br />Gardiyanlar başında <br /> <br />Kalk diyorlar, kalkmıyor <br /> <br />İndi kapının kol demiri başına <br /> <br />İndi defalarca <br /> <br />Engin baş eğmiyordu <br /> <br />İndi tekmeler, indi yumruklar göğsüne <br /> <br />Engin kıpırdamıyordu… <br /> <br />“Nasılsın Engin” dedi Apo <br /> <br />Cevapladı Engin: “İyidir iyi” <br /> <br />Artık bir karanfildi, <br /> <br />her daim iyiydi… <br /> <br />Karanfiller nehir olup akıyordu, <br /> <br />Ve kavuşuyordu denizlere… <br /> <br />Gün bahar <br /> <br />Gün kızıl <br /> <br />Gün kızıl karanfil topluyor <br /> <br />Bu karanlık denizin tufanında <br /> <br />Tarihi karanfil yazıyor <br /> <br />And olsun <br /> <br />Söz olsun <br /> <br />Bu dava kalmaz yarına <br /> <br />Adaletin kılıcı çekilecek <br /> <br />Yeni şehitler pahasına <br /> <br />And olsun! <br /> <br />Söz: Ümit İlter, Grup Yorum <br /> <br />Müzik: Grup Yorum