Surprise Me!

Küfe Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Safahat - Yusuf Ziya Özkan

2014-06-09 38 Dailymotion

Küfe <br /> <br />Beş on gün oldu ki, mu'tâda inkıyâd ile ben <br />Sabahleyin çıkıvermiştim evden erkenden. <br /> <br />Bizim mahalle de İstanbul'un kenârı demek: <br />Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmiyerek! <br /> <br />Adım başında derin bir buhayre dalgalanır, <br />Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır. <br /> <br />Bir elde olmalı kandil, bir elde iskandil, <br />Selâmetin yolu insan için bu, başka değil! <br /> <br />Elimde bir koca değnek, onunla yoklayarak, <br />Önüm adaysa basıp, yok, denizse atlayarak, <br /> <br />- Ayakta durmaya elbirliğiyle gayret eden, <br />Lisân-ı hâl ile amma rükûa niyyet eden - <br /> <br />O sâlhûrde, harâb evlerin saçaklarına, <br />Sığınmış öyle giderken, hemen ayaklarına <br /> <br />Delîlimin koca bir şey takıldı... Baktım ki: <br />Genişçe bir küfe yatmakta, hem epey eski. <br /> <br />Bu bir hamal küfesiymiş... Aceb kimin? Derken; <br />On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden, <br /> <br />Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye: <br />Tekermeker küfe bîtâb düştü tâ öteye. <br /> <br />- Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ <br />Kurumla yat sokağın ontasında böyle daha! <br /> <br />O anda karşıki evden bir onta yaşlı kadın <br />Göründü: <br />- Oh benim oğlum, gel etme kırmasakın! <br /> <br />Ne istedin küfeden yavrum? Ağzı yok, dili yok, <br />Baban sekiz sene kullandı... Hem de derdi ki: "Çok <br /> <br />Uğurlu bir küfedir, kalmadım hemen yüksüz... " <br />Baban gidince demek kaldı âdetâ öksüz! <br /> <br />Onunla besliyeceksin ananla kardeşini. <br />Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?" <br /> <br />Dedim ki ben de: <br />- Ayol dinle annenin sözünü... <br />Fakat çocuk bana haykırdı ekşitip yüzünü: <br /> <br />- Sakallı, yok mu işin? Git, cehennem ol şuradan! <br />Ne dırlanıp duruyonsun sabahleyin onadan? <br /> <br />Benim içim yanıyon: Dağ kadar babam gitti... <br />- Baban yerinde adamdan ne istedin şimdi? <br /> <br />Adamcağız sana, bak hâl dilince söylerken... <br />- Bırak hanım, o çocuktur, kusûra bakmam ben... <br /> <br />Adın nedir senin, oğlum? <br />- Hasan. <br />-Hasan, dinle. <br />Zararlı sen çıkacaksın bütün bu hiddetle. <br /> <br />Benim de yandı içim anlayınca derdinizi... <br />Fakat, baban sana ısmarlayıp da gitti sizi. <br /> <br />O, bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni <br />Nasıl büyüttü? Bugün, sen de kendi kardeşini, <br /> <br />Yetim bırakmıyarak besleyip büyütmelisin. <br />- Küfeyle öyle mi? <br />- Hay hay! Neden bu sözlâkin? <br /> <br />Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak? <br />Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak. <br /> <br />- Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini... <br />- Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini: <br /> <br />"Hasan, dayım yatı mekteplerinde zâbittir; <br />Senin de zihnin açık... Söylemiş olaydık bir... <br /> <br />Koyardı mektebe... Dur söyleyim" demişti hani? <br />Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni! <br /> <br />Söz anladım uzun, hem de pek uzun sürecek; <br />Benimse vardı o gün pek çok işlerim görecek; <br /> <br />Bıraktım onları, saptım yokuşlu bir yoldan, <br />Ne oldu şimdi aceb, kim bilir, zavallı Hasan? <br /> <br />Bizim çocuk yaramaz, evde dinlenip durmaz; <br />Geçende Fâtih'e çıktık ikindi üstü biraz. <br /> <br />Kömürcüler kapısından girince biz, develer <br />Kızın merâkını celbetti, dâima da eder: <br /> <br />O yamrı yumru beden, upuzun boyun, o bacak, <br />O arkasındaki püskül ki kuyruğu olacak! <br /> <br />Hakîkaten görecek şey değil mi ya? Derken, <br />Dönünce arkama, baktım: Beş on adım geriden...

Buy Now on CodeCanyon