bir yalandı ağız tatlarımız gibi <br />ilk yaz fırtınalarının sırrına bir uçurtmalar varırmış <br />bizse mahzunluğumuzla üstünü örtmüşüz hep meğer <br />dilbaz sevdalarımızın uçuculuğunun <br />en küçüğünden en büyüğüne <br />ölümsüz sandığımıza kadar <br />insan sevdalandıkça lekelenirmiş <br />kopan takvim yapraklarına dost hüzünlerle <br /> <br /> <br />şimdi ne küçükken uğunduğumuz renkli taşlarımız <br />ne gözlerimizi kumrular gibi yollara çakıp bekleştiğimiz <br />o en tatlı umudumuzun çıkıvermesi köşeden <br />gözlerimizin içine gülerek toprağın en gevrek kokusuyla <br />konuğu olmak için emeğin yontusu bir kara sevdanın... <br /> <br />ümidim olmasa taşır mıyım <br />kızgın nehirlerimi gözlerime <br />sen ki <br />nehirlerimin birleştiği deniz <br />sen ki <br />boğazımda düğümlenen siyah gelincik <br />sen ki <br />yarına kaygısız evleri özleten güzelliksin... <br /> <br />bıldırcın sürüleri gibi gel <br />doldur bütün takvimlerimi <br />fırsat vermeyelim zamana <br />yalnızlıklarımız da sevişsin <br />yatağında tutkularımızın... <br /> <br />beni unutman bile öyle güzel ki <br />keşfedilmemiş acılar çektim <br />ve bana sadece <br />ikimizin bildiği şarkılar söyle <br />sana acılarımla eşlik edeyim <br />ruhum boydanboya portakal çiçeği kokulu nefesinle sevişsin <br />beni o anki halimle değil <br />anılarımla ve geleceğimle al içine düşlerinin... <br /> <br />aklımdasın <br />sonsuzluk kıskanır seni düşünme ayracımı... <br /> <br />Kağan İşçen <br /> <br />(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.