Suların karardığı bir çağda birtakım günah yüklü <br />gemiler harekete hazırdı / iyice biliyorum <br />gölgeler vardı / kalın tasmaları vardı gölgelerin / <br />ürkek sesler suları yarıyordu / bakıyorsunuz <br />kuşlar bayağı gülüyordu / karanlık gölgeleri <br />ürkütüyordu / onlar bağlı olmayı hoş <br />görüyorlardı / korkarken ölümü düşünüyorlardı <br />muhakkak. <br /> <br />Kafaları kalındı belliydi <br />Gözleri kalındı belliydi <br />Kulakları kalındı belliydi <br /> <br />Aslında kafalarının kalın olması / gözlerinin kalın olması <br />önemliydi onlar için / incelik dedin mi kötülük <br />geliyordu akıllarına. <br /> <br />Onlar bir gemiye bindiler <br />-- ben ona günah yüklü gemi dedim <br />Onlar oturup tasmalarından ötürü gönendiler <br />-- ben onlara gölge dedim <br />Halbuki bana bakıp yadsıyorlardı / benim onları <br />tasmalarından ötürü küçük gördüğüm belliydi / <br />benim onları başında ve sonunda sevdiğim <br />belliydi / ama anlaşamadığımız muhakkaktı. <br /> <br />İşte ben bu noktada durdum <br />Denize baktım iyi dedim <br />Korkulu dağlara baktım iyi dedim <br />Doğrusu hep doğaya bakıp iyi diyordum. <br /> <br />Ama gölgeler giysilerle ilgileniyorlardı / utanıyordum <br />Hep araçlardan söz ediyorlardı / ben utanıyordum <br /> <br />Sonra bir çağ geldi / baktım kafamda karıncalar vardı / <br />sonra yapılardan yollardan bıkmıştım / ıssız <br />sokaklar beni ürkütüyordu / kötü meydanlarda <br />boğuluyordum / suları borulara almalarına <br />kızıyordum / hele hele hep düğmelere basıp <br />yaşamalarına çok çok içerlemiştim / sonra <br />kalkıp afrikaya gittim / ohh afrikaya. <br /> <br />1958 <br />Maraş <br /> <br />Erdem Bayazıt
