Tıpkı Amed gibisin sevgili<br />sana bakınca Amed hasretim diniyor<br />benim en azından senin gibi bir denizim var<br />aktıkça dökülüyorum<br />ve Dicle'yi masmavi bir deniz sayıyorum kendime<br />Karacadağ, Everest oluyor gözlerimde<br />Hele Amed Ovası gibi sıcak geniş ve sabırlı gülüşlerinle hasretimi hafifletiyorum<br />bugün benim için gez Amed'i<br />hangi küçesini gezsen beni yanında yürüyor bil<br />hangi yemeğini yesen iki kişilik ye<br />önce Keçiburnu'nda surlara çık<br />kollarını aç saçlarını savur Dicle'nin kıyılarına doğru<br />sonra öğlene doğru Dört Ayaklı Minare'nin orada bir ciğer ye ikimiz için<br />aşefçilerin dar küçelerinde yalnız başına yürü<br />hatta baktın ki, dayanamıyorsun ben gibi<br />halaya gir ikimizin yerine oyna doyasıya<br />Ve akşamüstü surların dibinden Hevsel Bahçeleri ’ne doğru yol al <br />tandıra ekmek vuran hangi anayı görürsen bir ekmek al benim için<br />kenarından kopar bir dilim, tadına bak, kokusunu içine çek<br />sonra Mardinkapı'dan Gazi Köşk'e, Erdebil'e, On Gözlü Köprü ‘ye yol al<br />Kırklar Dağının eteğine otur, seyreyle o misk, i amber kokulu kenti<br />sakın ha! <br />Tek olduğunu düşünme beni hep yanında bil<br />hatta ara sıra ellerimi tut, Amed'ime doğru bak<br />bir türkü yak ikimiz için ve bu kızgın hasretimi hafifletmek için<br />Belki bilmezsin sevgili hasretlik nasıl bir şey <br />belki bilmezsin sürgün ne zıkkım bir şey<br />belki bilmezsin sürgün, zindan işkence gibi bir şey<br />ve belki bilmezsin Amed sevdası nasıl bir şey<br />belki bilmezsin ey sevgili Amed her şey<br />De gel de daralma bu gurbetin kahpe sokaklarında<br />de gel de ağlama sensizlikten ve Amedsizlikten<br />kim demiş ki erkekler ağlamaz<br />asıl erkekler ağlar, hem de çocuklar gibi, hem de nehirler gibi<br />hem de hıçkıra hıçkıra<br />de gel de geceyi kapat ve rahat uyu<br />her sürgünün bir işkence olduğunu bile bile<br />ve Amed'imin hasretinden öle öle<br />hoşça kal gözümün bebeği ve ömrümün direği<br />hoşça kal ey sevgili<br /><br />