Kronik, önlenebilir ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olan obezite, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli saÄŸlık sorunlarının başında yer alıyor. Obezitenin hastalıktan ziyade kozmetik bir sorun olarak görülmesi ise obeziteyle mücadelenin önündeki en büyük engellerden birini oluÅŸturuyor.<br /><br />İhlas Son Dakika YouTube Kanalı Abone Olmak İçin<br />â–º <br /><br /><br />Obezite sıklığı dünyada ve Türkiye’de giderek artıyor. Türkiye ise 20 milyon obezite hastası ile Avrupa’da obezite görülme oranının en yüksek olduÄŸu ülke konumunda yer alıyor. Her 3 yetiÅŸkinden birinin saÄŸlıklı kiloda bulunduÄŸu Türkiye’de, ilköÄŸretim çağındaki her dört çocuktan birinde de kilo fazlalığı bulunuyor.<br /><br />Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma DerneÄŸi 11 Ekim Dünya Obezite Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında obeziteye ve buna baÄŸlı sorunların önemine yönelik farkındalık oluÅŸturmayı hedefliyor. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma DerneÄŸi tarafından yapılan açıklamada, kültürel ve çevresel faktörlerin, alışkanlıkların, genetik yatkınlıkların, bazı ilaçların neden olduÄŸu kilo artışının ve bazı endokrin hastalıklar gibi faktörlerin obezitenin nedenleri arasında yer aldığı belirtildi.<br /><br />Obezite sorununun çözümündeki en etkili adımın obezitenin önlenmesi olduÄŸunun vurgulandığı açıklamada, “Bunun için öncelikle toplumun yaÅŸam biçimini ve beslenme alışkanlıklarının doÄŸru biçimde ÅŸekillenmesi gerekir. Merkezi yönetim (Milli EÄŸitim Bakanlığı, SaÄŸlık Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı), yerel yönetimler (Belediyeler), sivil toplum kuruluÅŸları (Hasta dernekleri, Mesleki kuruluÅŸlar vb) ve basın iÅŸbirliÄŸi içinde obezitenin önlenmesi için ortak çalışmalar yapmalıdır” denildi.<br /><br />Beden kitle indeksiniz 30 sınırının üstündeyse dikkat<br />Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma DerneÄŸi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez ise konuya iliÅŸkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, insan vücudunun yaklaşık üçte biri ile dörtte birinin yaÄŸ dokusundan oluÅŸtuÄŸunu, yaÄŸ dokusunun artış miktarına göre kilo fazlalığı veya obezite tanımlarının kullanıldığını belirtti. Bu tanımlamalar için Beden Kitle İndeksi veya Bel Çevresi ölçümünün kullanılabileceÄŸini söyleyen Prof. Dr. Sönmez, Beden Kitle indeksi 25kg/m2 den fazla olursa kilo fazlalığı, 30 kg/m2 den fazla olursa obeziteden söz edilebileceÄŸini kaydetti. Bel Çevresi ölçümünün ise obezitenin tespitinde daha hassas bir ölçüt olduÄŸunu, Türkiye için obeziteyi gösteren Bel çevresi deÄŸerlerinin Kadınlarda 90cm, Erkeklerde ise 100cm olduÄŸunu ifade etti.<br /><br />Türkiye’de obezite sıklığının yüksek olduÄŸunu vurgulayan Sönmez, "Obezite, sanki Kuzey Amerika’da çok görülür diye bilinir ama istatistikler öyle deÄŸil. Türkiye, Avrupa’nın obezite sıklığı en yüksek olan ülkesi. Dünya saÄŸlık Örgütü verilerine göre Türkiye’de obeziteli birey oranı yüzde 32. Bu durumda, her 3 yetiÅŸkinden bir tanesinin obezite hastası olduÄŸunu, bir tanesinin de kilo fazlalığı olduÄŸunu söyleyebiliriz. Yani her 3 yetiÅŸkinden 1 tanesi saÄŸlıklı kiloda aslında” diye konuÅŸtu.<br /><br />Hareketsiz yaÅŸam ve saÄŸlıksız beslenme obeziteye neden oluyor<br />Genlerimize uygun bir hayat yaÅŸamadığımızı söyleyen Sönmez, “Bizim genlerimiz vahÅŸi bir hayvan gibi ama biz bu döngüyü kırmış ve modernleÅŸmiÅŸ bir insanlığız. İnsanlığın hayatı, 2 milyon yıl böyle geçmiÅŸ. Giderek ivmeli bir ÅŸekilde doÄŸamıza aykırı yaÅŸamaya baÅŸladık. Çok az hareket ediyoruz. YediÄŸimiz gıdaların neredeyse hiçbiri doÄŸal deÄŸil. EkmeÄŸimiz, manavdan aldığımız sebzemiz, meyvemiz suni ve katkılı ürünler. Bunlar, bizim obezite hastası olmamızda çok ön planda. Maruz kaldığımız reklamlar. Hepimiz karnımızı acıktıran onlarca sinyalle karşı karşıya kalıyoruz ki obezite çevresel faktörlerin de önemli olduÄŸu bir hastalık. Obezite çeldiricilerin neden olduÄŸu bir hastalık. Dolayısıyla toplumsal bir hastalık. İnsanlık eskisi gibi uyku ve uyanıklık döngüsü olan bir durumda deÄŸil. Ürünlerin içine geçen kimyasallar da bizim iÅŸtah merkezimizi çok olumsuz etkiliyor. Obezitenin ailesel birikimi de vardır. Bu birikiminin de altında genetik yatkınlık vardır denilebilir. Bu bir kader deÄŸildir ama bir risktir” ÅŸeklinde konuÅŸtu.<br /><br />Obezite hastalığının olmaması durumunda dünyadaki kronik hastalıkların da önemli bir kısmının olmayacağının altını çizen Sönmez, koroner arter hastalıklar, diyabet, hipertansiyon birçok kanser türü, yaÄŸlı karaciÄŸer hastalığı, reflü, safra taşı, varis, topuk dikeni, eklem kireçlenmesi gibi hastalıkların altında kilo fazlalığının olduÄŸunu ifade etti. Öte yandan Sönmez, obeziteyle iliÅŸkili hastalıkların ölüme yol açabileceÄŸini ve yaÅŸam kalitesini düÅŸürebileceÄŸini söyledi.<br /><br />İhlas Son Dakika Web Sitesi<br />â–º <br /><br />İhlas Son Dakika Sosyal Medya Adresleri<br />â–º <br />â–º <br />â–º <br />â–º <br /><br />İhlas Son Dakika Haber Akışı<br />â–º