gece <br /> <br />kırılmışsan eğer, <br />çok üzmüşlerse... <br />yıkmışsa sokak lambanı <br />o yıldırımlar, <br />sen kararmışsın artık... <br /> <br />o zaman sana, <br />gecenin örtüsü kalın, <br />yükü ağır. <br />şimşekler kıvılcım kalır, <br />kafandaki yıldırımların yanında. <br /> <br />düşüncelerin çekiç, <br />sevdiklerin çivi. <br />çakar teker teker, <br />beyninin ta dibine... <br /> <br />ışıksız gözlerin. <br />kararmış ellerin. <br />dişlerin çürük. <br />dilin siyah. <br />genzin duman. <br />sözlerin kara. <br />ve bu yüzden, <br />o nefesin... <br />senin gecendir. <br /> <br />o gece nefesinle, <br />nefsini de kararttın sen. <br />güneşsizliğini değil. <br /> <br />ruhunu söksem katran, <br />ellerime akar. <br />gönlünü alsam zift, <br />içime bulaşır. <br /> <br />gecenin zifiri ağır, <br />gürültüsü fazla. <br />örtüsü kalın. <br />elleri kara. <br />tutar boynundan ve <br />seni o karanlık çukuruna atar. <br /> <br />istersen, <br />bir ömür tırmala o duvarları. <br />çıkamazsın oradan. <br />güneş doğmadıkça, <br />çıkartmazlar. <br />ve o güneş hiç doğmaz. <br /> <br />joseph erdem <br />terapist & eğitmen <br /> <br />(⚠️iş bu video ve içeriği, 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununca, telif hakkına tabidir ve sahiptir. değiştirerek, tahrif edilerek, içerikten görüntü ya da ses çıkartıp eklenerek ve/veya izinsiz yayınlanamaz. joseph erdem 2019©️)