öyle değil midir gerçekten<br />üstelik sadece yapraklar mı uçar sonbaharda<br />şehirlerde uçup gider o koca cüsseleriyle <br />yalçın dağlarda<br />ıssız çöller <br />denizlerde<br /><br />yaşamaya devam ederler<br />birer hatıra olarak <br />yoklayarak zihnimizi <br />zaman <br />zaman <br /><br />renklerde uçup gider <br />kırmızı , beyaz , sarı, mavi<br />birbirinden farklı çiçeklerde<br />bahçemizden yada balkonumuzdan <br />aydınlık köşelerden hercai menekşelerde<br />insanlarda gider<br />geride hatıralar bırakıp<br /><br />renkleri solmuş fotoğraf karelerinden<br />o sıcak tebessümlerde kanatlanıp gider<br />birer birer <br />hüzünlü bir karedir artık onlar<br />önceki zamanlardan <br />uzatılan bir el<br />bir bakış <br />bir gülüş<br /><br />Allah’a inandığımız için<br />ölümden hiç korkmayız <br />lakin yokluğumuz<br />bir garibin boynunu büker diye <br />tedirgin oluruz bazen<br />ölüm yeniden dirilmektir aslında <br />hasret beslemektir <br />uzun kışlar boyunca<br />güneş gibi kıpkızıl <br />sıcacık<br /><br />nasıl aşık olduğumuzu<br />neden sevdiğimizi anlatırız çoğu kez<br />ki nasıl sevdiğimiz anlaşılsın <br />bilinsin diye kimi sevdiğimizi.<br />israf ettiğimiz yılların üzüntüsünü yaşarız<br />yitik bir ömrün muhasebesini yaparız<br />oturduğumuz yerde öylece <br />ışığı kör <br />uzun gecelerce<br /><br />yitik heyecanları <br />kırık umutları <br />buruk acıları konuşuruz<br />abartırız <br />peşine düştüğümüz hayalleri<br />boğuştuğumuz binlerce duygu<br />küçük bir şelale gibi çağıldar<br />akar durur <br /><br />bazen çiçek işte der geçeriz<br />ufacık bir saksıda <br />sadece suyla nasıl hayat bulup büyüdüğüne <br />şaşarız…<br />güzün bahara nasıl dönüştüğüne<br />öylesi<br />bir memleket türküsü paylaşır dudaklarımız<br />anlatır nasıl sevdiğimizi <br />üstümüze çullanır kederin bin bir türlüsü<br /><br />o vakit<br />çınar ağaçlarıyla gölgelenmiş <br />uğuldayan bir fırtına çıkar üstümüzde<br />güvenli bir limana sığınırcasına <br />arkamıza yaslanıp gözlerimizi kapatırız<br />incecikten bir su sesi gelir kulağımıza<br />suyun rahatlatan serinliğine bırakırız <br />kendimizi<br /><br />içimizde bir ferahlık hissi<br />içimizde belli belirsiz <br />bir mahcubiyet <br />bir pişmanlık<br /><br />dallarımızdan serçeler havalanır<br />hafif yaz rüzgarı eser<br />yapraklarımızın ahenkli sesleri yayılır havaya <br />latif bir musiki gibi <br />yaz gibi işte <br />biraz savruk biraz uçarı <br />tatlı tatlı akar nehrimizin suyu<br />gece alacasında <br />uzaklara<br /><br />herkes için günün sonu değildir <br />gece<br />aslında kimileri için<br />bir başlangıçtır <br /><br />redfer
