indim maden ocağına kara elmas diyarına <br />yeryüzü sıcak olsun diye dost <br />yıllar boyu kazma salladım buskunca bu zindanda <br />çocuklarım gülsün diye dost <br />oysa bizim evde gülen yok <br />yürü derler yürü derler açlığa yürü derler <br />kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler <br />günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler <br />yalanlara artık sabrım yok <br />bugün maden ocağına kara elmas diyarına <br />inmedik selam olsun sana dost <br />ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere <br />grev grev güneş doğmuş dost <br />artık kaybedecek birşey yok <br />yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler <br />madenler bizim derler gerekirse ölüm derler <br />günü geldi grev derler dost <br />artık kaybedecek birşey yok <br />zonguldak <br />yerin derinliklerinden geldiler <br />ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle <br />ne kadar diplere bastırılsa <br />o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin <br />ağır ağır geldiler... <br />sonra hergün geldiler artarak geldiler <br />kadınları çocukları ve alkışlarıyla <br />yoğurt mayalar gibi geldiler <br />pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi <br />su gibi ateş gibi <br />her gün