Bâkî neşeli, zarif, hoş-sohbet, nükteci, şakacı, bir şahsiyete sahipti. Nerede olursa olsun doğruyu söylemekten çekinmez biriydi. Bu itibarla bazen kırıcı olabiliyordu. <br /> <br />Nitekim bir defasında Kanunî Sultan Süleyman' ın ardından konuşmuş ve Sultan Süleyman da kendisine kırılmış ve onu Bursa’ya sürmüştü. Padişah bu kıymetli şaire haber gönderirken maksadını da şairce bildirmişti. <br /> <br />Bâkî bed <br />Bursa’ya red <br />Nefy-i ebed <br />Azm-i bülend <br /> <br />Açıklaması: <br /> <br />Huyu kötü olan Bâkî’yi Bursa’ya sürdüm. Orada devamlı kalsın. Yüksek kararım budur. <br /> <br />Fakat padişahın bu hükümdarca ifadeleri şiirin sultanına çarpmıştı. Bâkî bu ağır ifadelere karşı derhal şu dörtlükle mukâbelede bulundu: <br /> <br />N’ola kim nefy-i ebed azm-i bülend oldunsa ey Bâkî <br />Bilesin ki cihân mülkü değil Süleymân’a bâkî <br />Şahâ! Azminde isbât-ı tehevvür eyledin ammâ <br />Buna çarh-ı felek derler, ne sen bâkî ne ben bâkî
