'Bu şiir, 2.Dünya Savaşı'nda sürgün edilen, savaş zamanında Paris'te kalıp çok fakir bir hayat süren ve cesedi Sen nehri kıyısında bulunan bir Kırım Türkünün üzerinden çıkmıştır.'<br /><br />'Bu kent her şeyiyle bana yabancı <br />Caddeler, binalar, bütün insanlar...<br />Öyle hasretim ki ezan sesine<br />Ararım çevremde minare, cami<br />Lakin takılırım çan kulesine<br />Her semtin muhteşem kilisesine<br />Yad el elemleri sarar içimi<br /><br />Uzaklarda yurdum! Burdan çok uzak<br />Her mevsimi güneşli, masmavi göklü<br />Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü<br />Ozanlı, garipli, kervansaraylı<br />Hele insanları: Alpli, Giraylı<br />Yok haber onlardan, baba evinden<br />Bu yüzdendir halim, kopuk bir yaprak<br />Herşey benden çok uzakta! Çok uzak<br /><br />Gözlerim daima engine dalar<br />İsterim ki her an, ana yurdumda<br />Dağları dumanlı yaşlı Kırım'da<br />Duvarında mavzer ve Kur'an olan<br />Ata ocağında, bizim konakta<br />Bir bakır sinili sofra başında<br />İftar beklenilsin, dua edilsin<br />Ve sessiz sedasız yemek yenilsin<br />Sonra şadırvanda abdest alınıp<br />Hep birlikte teravihe gidilsin<br /><br />Uyansam her sabah ezan sesiyle<br />Görsem Ayşeciği su testisiyle<br />Ninemi yaşmaklı, namaz kılarken<br />Dinlesem dedemi, Kur'an okurken<br />Başımı huşuyla yastığa koysam<br />Sonra toparlanıp yola koyulsam<br />Yahut günün şavkı vururken camdan<br />Heybetli sesiyle çağırsa babam<br />Anam da, kalk yavrum, aslanım dese<br />Tutup elleriyle omuzlarımdan<br />O müşvik haliyle sarılsa, öpse<br /><br />Semaver kaynarken ocak başında<br />Dünya Türklüğünden, Türk tarihinden<br />Bozkurt'tan, Turan'dan söz etse dedem<br />Sonra Türklük için etse de niyaz<br />Gözlerinden akan yaşını görsem<br /><br />Evet! Yurdum burdan çok uzak,<br />Bir ferahlık yahut bir şevk umarak<br />Düşerim yollara akşam üstleri<br />Hep böyle çaresiz, yollardan beri<br />Her zamanki gibi yorgun ve bitkin<br />Artırıp yükünü hasta kalbimin<br />Her an heyecanı gözlerimde yaş<br />Görmek ümidiyle bir Türk, bir dildaş<br />Dolaşırım Paris caddelerini<br />Yorgun akan Sen'i, köprülerini<br /><br />Bir Karakış vakti, Sen kıyısında<br />Kafamın içinde Türklük ülküsü<br />Ruhumu kavuran yurt hasretiyle<br />Böyle göçeceğim ebediyete<br />Donmuş cesedimi bulup çöpçüler<br />Defnedilmek üzere götürecekler<br />Kimim ben, neyim, ne bilecekler...!